Yeşilgöl açıklamasında Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş ve Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Dural’ın imzasıyla Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’na yapılan yazılı başvuruda, koronavirüs salgınında ve doğal afetlerde sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarına duyulan ihtiyacın ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığının belirtildiğini söyledi.

"KONAKLAMA İHTİYACI BİR KEZ DAHA GÖRÜLMÜŞTÜR"

Yeşilgöl, “Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerden 11 ilin ve birçok ilçenin tahribi büyük yıkımlar yaşadığına vurgu yapılan yazıda, “Depremin vurduğu afet bölgelerinde çalışmakta olan birçok sağlık ve sosyal hizmet çalışanı hayatlarını ya da yakınlarını kaybetmiş, afet bölgesindeki kamu kurumları ciddi hasar görmüştür. Buna rağmen hem depremzede olan hem de bölgeye geçici görevlendirilen sağlık ve sosyal hizmet çalışanları, büyük bir özveri ve fedakârlıkla görevini yapmaya devam etmektedir. Ancak yaşanan doğal afet, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının halen devam eden ve ivedilikle çözülmesi gereken, deprem öncesinde de mevcut olan ‘konaklama’ ihtiyacını bir kez daha gözler önüne sermiştir” denildi. Afet bölgesinde görev yapan diğer kamu çalışanlarının yer değişikliği yaparak başka illere tayin olduklarına dikkat çekilerek, depremzede sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının görev yaptıkları kamu kurumlarının hasar görmelerine rağmen fedakarca çalıştıkları belirtildi” dedi.

"ŞEHİR HASTANELERİNİN KAMPÜSLERİNE KURULMALI"

Sağlık ve sosyal hizmet evlerinin kurulmasının önemine dikkat çekildiğini kaydeden Yeşilgöl gerekçeleri sıraladı;

“Depremzede çalışanların psikolojik durumları dikkate alındığında, mevcut sağlık ve sosyal hizmet sunumunun etkin olamayacağı aşikardır. Çalışamayacak kadar zor durumda olan personel, aileleri ile birlikte diğer illere ulaşım sağlamış olsa da, gittikleri illerde karşılaştıkları en büyük sorun yine ‘konaklama sorunu’ olmuştur. Ek olarak bu sorun, geçici görevlendirmelerin yoğun olarak yapıldığı sağlık ve sosyal hizmetlerde, afet bölgesinde hizmet sunmaya giden sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarını da kapsamaktadır. Depremden etkilenen bölgelerde hizmet veren/verecek olan sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının da, öncelikli temel sorunu barınma/konaklamadır. Ayrıca, sağlık hizmetinin sunumu için iller arası geçici görevlendirmelere ilaveten, 112 acil sağlık hizmetleri çalışanları, iller arasında ambulans ile hasta sevki de gerçekleştirmektedir. Görev icabı, il dışı görevlere en fazla giden 112 çalışanları, konaklama sorunuyla daha fazla karşı karşıya kalmaktadır. Tüm bu yaşananlar göz önüne alındığında, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarına hizmet verecek, özellikle geçici görevlendirilmelerin yoğun olarak yapıldığı illerden başlamak üzere, 81 ilimizde “Sağlık ve Sosyal Hizmet Evi”nin kurulması, son derece elzemdir. Ayrıca bu sağlık ve sosyal hizmet evlerinin, büyüklükleri sebebi ile şehir hastanelerinin kampüsü içinde kurulmasına öncelik verilmelidir.”

"KREŞ HİZMETİ SUNULMALI"

Yeşilgöl açıklamasına, “Sağlık ve sosyal hizmet evlerinin içerisinde kreşlerin de kurulması gerektiği talep edilerek, “Doğal afetin yaşandığı yerlerde her iki eşin de sağlık ve sosyal hizmet çalışanı olduğu durumlarda, çocuklarına kreş veya bakıcı bulamaması, çalışanların büyük bir mağduriyet yaşamasına sebep olmaktadır. Afet bölgesi öncelikli olmak üzere, sağlık ve sosyal hizmet evleri içerisinde, çalışanların çocukları için 7 gün 24 saat esaslı görev yapabilen kreşler olması, çocuklarına kreş veya bakıcı bulamayan çalışanların mağduriyetine son verebilecektir” ifadeleri kullanıldı.

Tüm il ve ilçelerde öğretmenevi, polisevi gibi sağlık ve sosyal hizmet evlerinin kurulması istenen yazıda, “Bu itibarla, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının konaklama ve kreş sorunlarının çözümü için tüm il ve ilçelerde ivedilikle sağlık ve sosyal hizmet evlerinin kurulması hususunda gereğinin yapılmasını talep ediyoruz” denildi” ifadeleri ile son verdi.