İlçe Başkanı Şahin konu ile ilgili gazetemize yaptığı açıklamada; "Bugüne kadar Saadet Partisi’ni şu veya bu şekilde eleştirmeye yeltenenler genelde, “ben Refah Partisi zamanında size oy verdim, Erbakan’ı severdim gibi sözlerle konuya giriyorlar. Bu kişilerin gömlek çıkaran zümreden oldukları da bellidir. Şimdi de Erbakan Hocamızı anma programlarında katılımcıları kast ederek, işte siz falancanın safındasınız, feşmekanın yanındasınız, Erbakan’ın ruhunu sızlatıyorsunuz, diyerek hakaretlerini maalesef sınırsız şekilde yapıyorlar. Aynı şahıslar Anayasa değişikliğinden ötürü Saadet Partisi’ni HDP’nin safına koymaya çalışıyorlar. Şimdi bunlara soruyorum; Erbakan Hocam vefat etiğindeki konumu neydi' Tabi ki Saadet Partisi’nin genel başkanı idi. Erbakan Hocamız vefatından iki ay önce güven hastanesinde idi. iki ay boyunca hasta yatağında yatarken bu gömlek çıkaran cenahtan geçmiş olsuna hiçbir kimse neden gelmedi' Daha sonra da Hocanın bıraktığı siyasi nimetleri kendi lehine kullanarak oy devşiren bu güruh, vefatında cenaze merasimine gelerek timsah gözyaşları dökmediler mi' Çünkü siyasi menfaatleri bunu gerektiriyordu. Takiye yapmaktan hiç çekinmediler. Halen de bu takiyeye devam etmektedirler.   Yine bugünlerde “evet”ci ve “hayır”cı diyerek milleti kamplaştıran, kutuplaştıran, cepheleştiren bu anlayış Saadet Partisini HDP saflarında göstermeye çalışırken, Allah’ın takdiri tecelli etti. Ve Başkent Ankara’da Kürdistan bayrakları sallanmaya başladı. Şimdi sormak lazım gelmez mi, kim kimlerin safında!' Yani diyesim geliyor ki, bre gafil, gafletten ayıl. Ayıl da adamdan sayıl. Bir bak, bir gerçeği gör.    Erbakan Hocayı vefatının altıncı seneyi devriyesinde anarken, davetlilerden, “niçin Kılıçdaroğlu, Feyzioğlu orada bulunuyor'” diyenlere diyoruz ki, Erbakan Hocam beynelmilel bir kişidir. Onun anıldığı programa her davetli katılabilir. Katılanlar onur duyarlar. Asıl davete icabet etmeyenlerin utanması gerekmez mi'   Bir diğer sözüm de Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafına… Şiddetli Tayyipçi kesilerek Saadet Partisi’ni CHP safında göstermeye çalışıyorsunuz. Siz değil miydiniz Cumhurbaşkanı seçiminde CHP ile ortak aday belirleyen ve Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkaran ve kazanması için de CHP ile birlikte canla başla çalışan!' Şimdi ne oldu' Dünya mı değişti, siz mi değiştiniz' Baktığımızda görüyoruz ki dünya değişmemiş. Belli ki siz değişmişsiniz. Zaten değişmek sizin öteden beri âdetinizdir. Bir gün öyle, bir gün böyle olabiliyorsunuz. Saadet Partisi ve Milli Görüşçüler ise kurulduğundan bu yana aynı çizgide, aynı minvalde, aynı zihniyette devam etmektedirler. Asla değişme yoktur. Çünkü Müslüman değişmez. Kıyamete kadar da tevhid üzere olur, taviz vermez.    Bu arada toplumun ekonomik ve sosyal sıkıntılarının had safhada olduğu bir zamanda, Anayasa değişikliğinin ve yapılacak referandumun yeri ve zamanı olmadığını çeşitli vesilelerle söyledik durduk. Bu Sosyal problemlerin biri engellilerin karşılaştığı problemler. Bir diğeri işsizliğin artması, yoksulluğun had safhaya çıkması, ahlaki çöküntünün ve terörün artarak devam etmesidir. Siyasetçiler ise evet ve hayırla uğraştıkları için, bu problemlerin çözümü hususunda ne bir çalışma ne de bir düşünce ortaya koymuyorlar. Adeta vatandaşın aklı ile alay ediyorlar. Saadet Partisi ile uğraşan bir takım aklı evvellere sözümüz şudur ki, Saadet Partisi bir işe “hayır” diyorsa o iş “hayırlı’dır"dedi.