banner17
19 Nisan 2025 Cumartesi

MERZİFON BELEDİYESİ BÖLGEYE İLHAM OLUYOR

MERZİFON İNSANINA ÖVGÜ YAĞDIRDI

AK Parti Merzifon İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen kahvaltılı programa katılan AK Parti Amasya Milletvekili ve Grup Başkanvekili Naci Bostancı, Merzifon’un büyümesinin insanlarının dehası ve çalışkan olmasından kaynaklandığını söyleyerek övgüler yağdırdı.

08 Nisan 2017 Cumartesi 10:32
Bu haber 2560 kez okundu
 MERZİFON İNSANINA ÖVGÜ YAĞDIRDI
Bostancı konuşmasında, “Merzifon Türkiye’de kendi yolunu açan İlçelerden birdir. Bulundukları coğrafyaya göre kendi potansiyelleriyle büyüyen bir ilçedir. Merzifon’un büyümesi gelişmesi sanayiden ticarete ekonomide rol alması sınai ticari ilişkiler ağı ama asıl olan insanların dehası ve çalışkan olmasından kaynaklanıyor. Şehirlere hayat veren oradaki insanların karakteridir. Merzifon da büyük bir hareketlilik var” dedi.Siyasetin sadece partilerin rekabeti olmadığını söyleyen AK Parti Amasya Milletvekili Naci Bostancı, “Siyaset sadece partilerin rekabeti değildir. Siyaset insan hayatı için hava gibidir. Yediğimizden içtiğimize ve hayallerimize kadar aslında her şey siyasete kayıtlıdır. Bir ülkedeki maddi ve moral kaynakların toplamıdır ve iktidar mücadelesidir. Siyasetin tayin gücü vardır. Kimi si buğdayın tanesini alır, kimisini sapını alır kimisi de havasını alır. Hava alanlarda başlarını kaldırınca sopa çalışmaya başlar.  Çünkü onlar paylaşıma razı değildir. Paylaşıma razı olmadıkça sopaya daha çok iş düşer. Sopaya ne kadar az düşerse o ülkede buğday başağı adil dağıtılıyor demektir. Diktatörlükler işte böyle oluşur. Demokrasilerde ise sopaya iş düşmez. Sadece toplumsal kurallar bakımından sopaya ihtiyaç vardır. Demokrasi değerli kılan ise adil bir şekilde dağıtımın siyaset eliyle yapılmasıdır” diye belirtti.
İngiltere’de 1850 yıllarında 30 milyon nüfusun sadece 3 milyonunun oy kullanabildiğini belirten Bostancı, “Halkın siyasette asli unsur olduğu fikir yeni bir fikirdir. 1850 yılların başında İngiltere’nin nüfusu 30 milyondur oy kullanan insan sayısı ise 3 milyondur. Oy sadece sandığa oy atmak demek değildir. Adil dağıtım nasıl olacak benim elimde önemli bir silahım olan oy hakkım var demektir. Eğer insanları oy hakkından uzak tutarsanız adil dağıtıma katkı sunamazlar ve bu dağıtım adil olmaz. İngiltere de o yıllarda oy kullanan insanlar sadece zenginler oy kullanıyordu. Yine 1850’li yıllarda Fransa da ise sadece tapusu olanlar veya devlete vergi verenlerin oy hakkı vardı. Zaten halkın tapusu yoktu ve vergi verecek güçleri de yoktu. İnsanlar oy hakkı için mücadele veriyorlardı” dedi.
Avrupa’nın tarihine bakıldığında halkın insan yerine konulmadığını sürekli aşağılandığını söyleyen AK Parti Amasya Milletvekili Naci Bostancı, ancak Türk tarihine bakıldığı zaman halka her zaman adaletli ve merhametli davranıldığını kaydetti. Bostancı konuşmasında, “Biz 1923 yılında Cumhuriyeti kurduk. 1932-1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı vererek dünyada birçok ülkeden önce kadınlara seçme ve seçilme özgürlüğü vermiş olduk. Avrupa da ise kadın ve erkeklerin eşit hakka sahip olduğu fikri 20.yüzyılda belli bir anlayışa ulaşmıştır. Daha önce kadını erkekten aşağı görürlerdi. Eşit görmezlerdi. Avrupa tarihinde Halk insan yerine konmaz hep aşağılanırdı. Bizim tarihimizde ise hep halka adaletli ve merhametli davranılması konusunda telkinde bulunulmuştur. Bizim tarihimizden ne Mevlana’dan, ne Yunus Emre’den ne Nizami Mülkten böyle bir anlayış çıkmaz. Ancak Avrupa’yla örtüşen bir yanımız var. Uzun yıllar halkın siyasete karışması burnunu sokması uzun yıllar istenmemiştir. Osmanlı imparatorluğuyla gurur duyuyoruz. Osmanlı imparatorluğunu kendi döneminde değerlendirmek gerekiyor. Siyaset yapmak Padişahın hakkıdır. Siyaset hanedanın hakkıdır. Kim hanedana karşı siyaset yapmak istese asılırdı. Cumhuriyeti ilan ettik ancak bu kafa yine değişmedi. Siyaset yapmak isteyen Adnan Menderesi astılar. Turgut Özal benim iki gömleğim var biri bayramlık diğeri idamlık gömleği derdi. Çünkü biliyordu ki halktan yana tavır alınca halktan yana siyaset yürütünce başına bir çorap örmeğe kalkışacaklarını biliyordu. Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapıldığı 2007 yılını hatırlayalım. Siz %99.5 oy bile alsanız. Cumhurbaşkanı olmazsınız diyen bir zihniyet vardı. İşte bunlar geriye kalan % yarımlık dilim kendilerine göre en doğruyu bilirim havasına bürünenler, İktidarı ve sopayı elinde tutan büyük sermaye, yüksek bürokrasi ve medyadır” dedi.
AK Parti’nin 15 yıldır parolasının iktidar milletin olduğunu söyleyen Bostancı, “AK Parti iktidarının 15 yıl boyunca parolası bütün iktidar milletindir parolası olmuştur. 2008 yılında AK Parti’yi uyduruk sebeplerle internet küpürlerinden çıkmış haberlerle kapatmaya kalktılar. Niçin AK Parti’nin temsil ettiği iktidar halkımız yani milletimizdi. AK Parti büyük sermaye, yüksek bürokrasi ve medyaya karşı direndi. Ancak direnmek olmuyor. Sistemi değiştirmek gerekiyor. 16 Nisan da yapmak istediğimiz değişikliğin ana sebebi budur. 1960 ve 1982 Anayasasıyla kendi kurumsallaştırmaya çalıştıran ve siyaset yapma bizim hakkımızdır diyen bir azınlığı 16 Nisanda sistemi değiştirerek bundan sonra AK Parti olsun veya olmasın tavsiye etmiş olacağız. Bir ülkede özgür medya olacak. Büyük sermaye de kesinlikle olacak ki büyük ölçekli işler yapabilelim. Bürokrasi de olacak ama bürokrasidekiler oturduğu koltukta çaktırmadan siyaset yapamayacaklar. 16 Nisan’dan sonra Milletin kaynaklarını kendilerine transfer edemeyecekler. Siyaset zayıf olursa sırtına binen çok olur. Siyaset zayıf olunca siyasetin kendisi de soysuzlaşmaya yatkın olur. Siyaset soysuzlaşınca Bürokrasiyi yanına çekmeye çalışır. Medyaya selam çaktırır. Bürokrasinin koluna girer. Onlardan güç alıp siyaseti soysuzlaştırırlar. Siyaset ne zaman soysuzlaşır. Koalisyonlar zamanında soysuzlaşır. İşte biz 16 Nisan referandumunda sistemi değiştirerek siyasetin soysuzlaşmasının önüne geçeceğiz. 16 Nisan tarihinde halkın iradesi tecelli edecek. 16 Nisan da halkın üzerinde ki vesayet kalkacak” dedi.
Bostancı konuşmasının devamında şunları belirtti:
Biz İmparatorluk bakiyesi taşıyoruz. Bu ülkede Türkler ve Kürtler var.  Aleviler ve Sunniler var. İmparatorluktan geriye kalan bir renkliliği taşıyoruz. Siyaset böyle sosyolojik renklilikler karşısında eğer sistemde destekliyorsa bu farklıkları istismar etme ve kendi tabanını bu farklılıklar üzerine kurma eğilimine girer. Mezhep meseleleri de siyasette kullanılıyor. 16 Nisan tarihinden itibaren referandum kabul edilirse, ben Kürtlere yaslanayım, ben Alevilere veya ben Sünnilere yaslanayım anlayışının içerisine giremeyecek. Çünkü sistem buna izin vermeyecek iktidar olmak için  %50 oy gerekecek buda milletin her kesimini kucaklaması anlamı taşıyacak. Kollarını açacak Türk-Kürt, Alevi-Sunni demeden herkesi kucaklamak zorunda kalacak. Artık CHP %25 ile iktidar olamayacak. CHP yeni sistemde iktidar olmak istiyorsa, bir başörtülü kızımızın başına bir şey gelince herkesten önce CHP sahip çıkacak ve yeni bir siyasi kültür oluşmuş olacak. %50 oy alabilmek için İslamcılarla anlaşacaksın, Milliyetçilerin desteğini almak zorunda kalacaksın, Laiklerle, Sosyalistlerle de anlaşacaksın. Alevi- Sunni Türk-Kürt ayrımı yapamayacaksın. Bütün siyasi partiler %50 için milli bir mutabakat kurmak zorunda kalacaklar. Siyaset güçlenecek. Halkın dışında herhangi bir kesimin iktidar üzerinde egemenlik kurmasına izin verilmeyecek. Halk iktidar olacaktır. Halk tayin edici olacaktır. Bütün iktidar halkın olacaktır. Kim iktidar olursa olsun. Milli mutabakat içinde hareket etmiş olacak.  Yeni bir sistemle milletin taleplerini karşılamak kaçınılmaz olacak. Yani iktidar olacak olan parti biraz Adalet Partisine benzeyecek, Anavatan partisine benzeyecek, biraz AK Parti’ye benzeyecek, biraz CHP’nin o merkezdeki çizgisi gibi olacak.  Evet diyenleri Yunan işgalcilerine benzeten bir anlayış var. Evet diyenleri denize dökmek gibi bir değerlendirmelerde artık kimse bulunamayacaktır. Kendinden geçme hali asla olamayacaktır.  CHP Muhalefet refleksiyle davranıyor. Sen getirdin ben karşıyım anlayışı var. Mevcut sistemde kıyısından köşesinden koalisyonlarla ortak oluyoruz. Acaba yeni sistemde %50 oyu alabilirmiyizki’nin derdine düştüler. MHP’nin içindeki muhaliflerin tek derdi Bahçeli’yi indirip MHP’yi ele geçirmek istiyorlar. HDP’nin tek derdi de intikam duygusuyla hareket etmesidir.
    Yorum yazmak için sitenin üst kısımdan giriş yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen olun!
YAZARLAR Tümü
SON YORUMLAR
HAVA DURUMU
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
Merzifon belediyesinin çalışmalarını başarılı buluyormusunuz ?

NAMAZ VAKİTLERİ
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
EN ÇOK OKUNANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
EN ÇOK YORUMLANANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
E-GAZETE
  • Haber Sistemi DEMO v5 - 08 Ekim 2011Manşeti
SENDE YAZ
Ziyaretçi Defteri
Ziyaretçi Defteri

Siz de yazmak istemez misiniz?

Ziyaretçi Defteri
ARŞİV