Her seçim döneminde bir kararsızlardır tutturuluyor.! Bu karasızlar verecekleri oylarla bir şeylerin değişeceğine inanıp son dakikaya kadar oy kullanmayan, sandıktan çıkacak kararı engellememek için sessiz kalan seçmen gurubumuzdur. Kararsız seçmenin “ Eğitim, kültür ve gelir seviyesi yüksek bir seçmen profili vardır derler.. Gerginliklerden çekinen, AB ile iktisadi ilişkilerin gerilmesini istemeyen, sorun yaşanmasın diyen bir topluluk.” Olarak anlatılıyorlar. Ben de bu kararsız seçmen profiline dahil olmak istiyorum.! Her ne kadar gelir seviyem vasat ise de (Ülkemde emekliler gelir düzeyi vasat (orta) olan insanlardır.) Eğitim ve kültür seviyemiz ise hamdolsun bir çok kişiye derdimizi anlatacak, anlatılanı anlayacak düzeydedir.Karasız olan kesim genelde % 10’ un üzerinde (referandumda %17) bir rakama çıkmıştır. Yapılan bütün kamuoyu araştırmalarında, kararsızım diyen % 10 , ila % 15 civarında bir seçmen grubunun olduğunu duyuyoruz. % 15 gerçekten kararsız mı, geçmiş zaman göre şunu söyleyebiliriz; Bu kararsızların yaklaşık yarısı, gerçekten kararsız değildir. Aslında bunlar sandığa gitmek istemeyen seçmenlerdir. Ben sandığa gitmeyeceğim demek yerine, kararsızım demeyi tercih ediyorlar, taraf olmaktansa yumuşak kalmayı tercih ediyorlar. En yüksek katılımlı seçimlerde bile katılımın yüzde 85'ın üzerinde olduğunu varsayarsak, katılım ne kadar yüksek olursa olsun, sandığa ilgisiz asgari % 15 civarında bir seçmen grubu her zaman vardır. Öyleyse, kararsızların % 10’ u sandığa gitmeyecek seçmen olduğu düşünüldüğünde, % 5 civarında gerçekten kararsız bir seçmen var ki, bunların kararı seçimlerde çizgi oluyor. Bu kararsız seçmene hiç kimse terörist, fetöcü, kandilci, dış mihrakçı, vs. demez. Bunların oy kullanmaları için adeta ürkütülmemeye çalışılır.!Geri kalan % 85 lik oy kullanacak gerçek seçmeninde yarısına her türlü hakaret içerecek söz dahil herşey söylenir.! Camilerde hocalar, sarıklı cübbeliler vatandaşı ayrıştırırlar. Birde çığırtganlar var ki aman allah, onlar için herşey mubahtır.! Ve hiç kimse de bunlar bir şey söylemedi, söylemez.!!! Öyle hale getirildik ki Hayır’ la ilgili cümle kurmak Hayırcıları temsil ediyor anlamına getirilip, ’’Hayırlı günler, Hayırlı işler, Hayırlı kazançlar, Hayırlı akşamlar’’ demek dahi hükümetimizce Hayırcılar anlamı taşıdığı için ‘’ HAYIRLI’’ sözcüğü nün kullanılmamasını yazılı olarak istedi. Referandum bittiğine göre Hayırlı diye başlayan sözler artık daha sık kullanılacaktır.. Siyaset her şeyin içerisine sokuldu.! Seçim bitti. Balkon konuşması yapıldı. Oy veren vatandaşlarımı da, oy vermeyen vatandaşlarımı da kucaklıyorum vs. dendi. Hakaret içeren tüm sözler bir çırpıda unutuldu mu.?? Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve diğer AB ülkeleri ile ara düzeldi mi?? Vatandaş o kadar gaza getirildi ki, bir gurup genç atlara binerek Almanya ya, Hollanda ya gitmek için izin istedi, şov yaptı., Portakal bıçaklandı.! Ülkelerinden, savaştan kaçıp gelen Suriyeliler Erdoğan için ölürüm demeye başladılar. Öleceksen de git kendi ülkende öl diyen çıkmadı.! Aylarca hakaretin dozunu artır, ayrıştır. Sonradan hakkını helal et.! Siyaset yapılmıyor adeta kavgada küfür gırla gider misali devlet büyüklerimde kendime örnek alacak hareketleri göremediğimi belirtmeliyim..!! Hayırcılara edilen hakaretleri kabul etmiyor, Hakkımı da helal etmiyorum. Ve % 15’ lik kararsız kesimin içerisinde yer alıyorum. Karasız kesime hakaret eden bir siyasi duydunuz mu, gördünüz mü? Duyamazsınız, çünkü kararsızlar hakareti sevmez, hiç kimse onlara hakaret içeren söz de sarf etmez.. Ama onlarda bu ülkenin vatandaşlarıdır..!!