Türkiye için günlük yangın yoğunluğu, yaklaşık 20 yıllık veri setinde şimdiye kadar kaydedilen en yüksek seviyelere ulaştı. Yangının vurduğu diğer ülkeler Yunanistan, İtalya, Arnavutluk, Kuzey Makedonya, Cezayir, Tunus, İspanya ve Portekiz oldu
Uydu görüntüleri bu yangınların nasıl başladığını belirleyemiyor. Yazın başlarında çıkan yangınların çoğunun, kış boyunca yanan ve sonra yeniden alevlenen "zombi" yangınlarından kaynaklandığı düşünülüyor.
İklim değişikliğinin etkisi sıcaklıklardaki artıştan ibaret değil. Kuraklık, seller, şiddetli kasırgalar gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve etkisinde artış, okyanus ve deniz suyu seviyelerinde yükselme, okyanusların asit oranlarında artış, buzulların erimesi gibi etkenler sonucunda bitkiler, hayvanlar ve ekosistemlerin yanı sıra insan toplulukları da ciddi risk altında
Akdeniz Havzası’nda gerçekleşecek 2°C’lik bir sıcaklık artışı, beklenmeyen hava olayları, sıcak hava dalgaları, orman yangınlarının sayısında ve etkisinde artış, kuraklık ve bunlar dolayısıyla biyolojik çeşitlilik kaybı, turizm gelirlerinde azalma, tarımsal verim kaybı ve en önemlisi kuraklık olarak etkilerini hissettirecek.
İklim değişikliğinin etkisi ile orman yangınları ülkemizde de kaçınılmazdır ama hem çıkmasının hem de yol açabileceği ekolojik ve ekonomik yıkımların en aza indirilebilmesi kesinlikle olanaklı..Orman yangınlarının ve yol açtığı yıkımlarının olağan dışı boyutlar kazanması, tek başına iklim ve arazi koşullarıyla açıklanamaz
Sonuçları itibariyle büyük bir afet olan orman yangınları ülkemizin daha çok Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde görülüyor. Bu bölgelerde, özellikle yaz mevsiminde sıcaklık, yağış, bağıl nem ve rüzgâr gibi iklim elemanlarının gösterdiği özellikler, yangınlar için elverişli bir ortam oluşturuyor. Ayrıca bu doğal koşullara çeşitli beşerî aktiviteler de eklenince, yangın riski daha da artıyor.
Türkiye’nin bulunduğu konumda orman yangınları tamamen önlenemese de, ülke nüfusunun bilinçlendirilmesi ve alınacak önlemlerle orman yangınlarını ve olumsuz sonuçlarını, en aza indirgemek mümkün olacaktır. Ülkemizin geleceği ve sürdürülebilir ormancılık faaliyetleri açısından bu son derece önemli.