Anayasamızın değişen 18 maddesine bağlı bir çok maddesini değiştiren 16 Nisan referan dumu da bitti. Referandum Evet diyenlerin % 51.4, Hayır diyenlerin % 48.6 oy almasıyla bitti. Bitti bitti de bu referandum sürecinde ne kafirliğimiz kaldı, ne teröristliğimiz kaldı, ne fetö’yü desteklemediğimiz kaldı, ne pkkk’ yı desteklemediğimiz kaldı, ne de kandili desteklemediğimiz kaldı.! Bunların hepsiyle görüşen hükümetimiz, müzakere eden, toplantılar yapan, apoyla özel elçiler vasıtasıyla görüşen, açılımlar yapan işler sarpa sarınca da muhalefetine tüm hıncıyla saldıran hükümetimiz nihayet referandumu kazandı.! Balkon açıklamasıyla da Sn. Başbakanımız Evet diyenleri de Hayır diyenleri de kucaklarken Sn. Cumhurbaşkanı ’’atı alan Üsküdar’ı geçti’’ diye inceltilmiş olarak sözünü söyledi.. Yapacak bir şey yok. Hep beraber bekleyip neler olacağını göreceğiz.!!!Yemin ediyorum artık haberleri izlemekten gına geldi. Bu yaşıma kadar hükümetimin aşağıladığı kadar hiçbir hükümet tarafından vatandaş olarak bu kadar aşağılanmadım.! (Genel manada) Her şeyin bu kadar mübah olduğunu da görmedim. Oy için nelerin söylendiğini, Vatan için, Millet için bu kadar alçaltıcı sözleri sarf edenleri görmedim.! Dinin, imanın bu kadar ayaklar altına alındığını görmedim, duymadım.! Sözde hoca kılıklıların sarf ettiği sözleri bu kadar duymadım. Bunlara karşı Diyanet İşleri Başkanlığımızın da hiç bir açıklama yapmadığını da gördüm. Meydan boşalınca ilgisizler dolduruyor.!! Türkiye ne kadar büyük bir ülke ki kendisini yerden yere vuran, hem hakaret eden, hem ekmeğini yiyen hem de vatandaş kimliğini taşıyan bu insanları bağrında besliyor.!! Ülkesini yaptığı siyasetle yerden yere vuranların koltuğuna şeytan (dış güçler) girer düşmanın veremeyeceği zararı kendi kendine verdirirler. Bu siyasetimizle komşu ve müttefik ülkelerin oyuncağı olduğumuzu dahi anlayamıyoruz.! Siyaset iyice sulandı. Dışişleri bakanının konuşacağı konuya alakası olan olmayan herkes cevap veriyor. Oysa ülkeleri dışarıya tanıtan Dışişleri Bakanlarıdır. Bu bakanın işlerine hiç kimse karışmaz, argo sözlerle komik durumlara düşülmez. Ülke içerisinde söylenen argo sözleri anlıyor, gülüyoruz ama komşu ve müttefik ülkeler söylenen argo sözler değişik dillere çevrildiğinde anlamsız ve yanlış sözcüklerin sarf edildiği ortaya çıkıyor, içerde olmayan itibarımız dışarda da yok olup gidiyor.! Danışman diye yanınızda götürdükleriniz ellerindeki TC. nin kırmızı pasaportunu hem de ters tutarak ve sallayarak ağızlarından köpükler saçarak dertlerini dil bilmeden anlatmaya çalışıyorlarsa dış itibarın aldığı yarayı dünya izliyor, değerimiz sıfıra düşüyor.! (Biraz yabancı kanallarda haberleri izlerseniz yurt dışında nasıl komik ve aciz durumlara düşüldüğünü göreceksiniz.) İç siyasette vatandaşa envayi çeşit yalanlarla durumu geçiştiriyorsak ta dış siyaset ayrı bir konu ve yurt dışına gidenler ülkemizin güvenini ve itibarını korumak zorundalar.!Ülkemin kaybettiği dış itibarı ve güveni kazanması için 2019 seçimlerinden sonra kurulacak hükümetlerde görevlendirilecek bakanlarımızın ülkemizin dış ve iç siyasetine hakim olan kişiler olmasını, duruş ve tavırlarıyla da dış güçlere ciddi mesaj vermelerini, yabancı dile sahip olmalarını dilemekten başka elimizden gelen bir şey yok.. Yukarıda söylediğim gibi, bekleyip göreceğiz…!! Rabbim sonumuzu hayır eyleye…