Başka ülkelerde nasıl oluyor bilmiyoruz ancak bizim ülkemizde başta deprem olmak üzere meydana gelen ve içimizi yakan felaketlerin üzerinden bir hafta bilemediniz on gün sonra “artık ülke normale dönmeli” söylemi eksik olmaz.
Kahramanmaraş merkezli 10 ilimizde ve 13,5 milyon insanımızı etkileyen ancak hepimizin kabul edeceği gibi 85 milyon ülke insanını çepeçevre saran deprem felaketinin enkazı henüz kaldırılmış değil.
Yetkililer depremdeki kaybımızın şu ana kadar 40 bin civarında olduğunu belirtiyorlar, ancak sahaya gidenler, saha da olanlar bu rakamın en az iki katı kaybımızın olduğunu buldukları her platformda söylüyorlar.
Deprem felaketinden sonra Milli yas ilan edilmesi ile birlikte hepimizin günler boyu başta televizyonlar olmak üzere var olan tüm iletişim kanallarının karsında bir taraftan kaybettiklerimiz için göz yaşı dilerken diğer taraftan enkaz altından canlı çıkanlar için sevinç gözyaşları döktük.
O günden sonra hiç birimiz televizyonlarda spor karşılaşması yada sinema filmi seyretmedik , böyle zor bir zamanda hiç kimsenin aklına zaten bir eğlence programı seyretmek gelmedi.
Şimdi bir taraftan enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor, bir taraftan depremde kaybettiklerimizin sayıları belirlenmeye çalışılıyor, İlk birkaç günün şaşkınlığından sonra depremden kurtulanlar bir an önce dondurucu soğuktan korunmaları adına çadırlara alındılar şimdi de konteynerleri konuşlandırıp en azından depremzedeler daha iyi şartlarda muhafaza edilmeye çalışılıyor.
Şu sıra yara henüz sıcak, dolayısı ile ülkenin dört bir tarafından vatandaşların temin ettiği yardımlar geliyor ancak son iki gündür depremzedelerin tamamı “Bu tür yardımlar fazla uzun sürmez, daha kaç gün bize sıcak yemek verecekler, daha ne kadar giysi vs getirecekler, bir an önce hepimizin acılar ile birlikte hayatımızı devam ettirecek şartlara dönmemiz gerekiyor” fikrinde birleşiyorlar.
Deprem felaketinden sonra hayatta kalanların normal şartlarda tek düşüncesi deprem öncesindeki hayatlarına tekrar dönebilmek, Birinci derecede yakınlarını kaybedenler artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyorlar ancak yaşayacakları her gün için hayatlarını devam ettirmek gibi bir mecburiyetlerinin olduğunun da farkındalar.
Depremden kurtulan vatandaşlarımızın kalıcı konutlara ihtiyacı var,
Depremden önce esnaflık yapanların yine o iş kollarında faaliyete devam etmek gibi bir talepleri var.
Ancak nerede ise tüm işyerlerinin yıkıldığı, memurların görev yaptıkları devlet kurumlarının, işçilerin çalıştıkları kurumların büyük bir çoğunluğunun yerle bir olduğu bir coğrafyada eski günlere dönüş nasıl olacak, işin doğrusu bizde merak ediyoruz.
Bizim insanımız normale dönüşü, yarıda kalan futbol karşılaşmalarının devamını, sinema, tiyatro gibi etkinliklerin başlamasını, Yerel yönetimlerin yarıda kalan organizasyonlarının kaldıkları yerden “tekrar merhaba” denilmesini anlıyorlar.
Bu insanların deprem dolayısı ile beraberlerinde taşıyacakları travmalardan nasıl kurtulacakları sorusuna cevap bulunmadan normal hayata dönüş şeklindeki bir söylemi hiç kimsenin kabul edeceğine asla inanmıyoruz.
Kaybedilmiş bunca can ve 85 milyon yaralı insan varken…