06 Şubat pazartesi sabahı meydana gelen ve içimizi yakan Kahramanmaraş merkezli depremin ruhumuzda açtığı yaralar kanamaya devam ediyor, Deprem sonrası kurtarma çalışmaları devam ederken bundan sonraki hayatımız ile ilgili değerlendirmeler yapılıyor.
Bizim ülkemizde siyasetin hayatımızın hemen her noktasında ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz, doğduğumuz günden son nefesimizi vereceğimiz ana kadar akşam siyaset ile yatıp sabah siyaset ile uyanan bir ülkenin insanlarıyız.
Depremin meydana geldiği andan itibaren afet bölgesindeki vatandaşlarımız başta olmak üzere çok sayıda vatandaşımız “başımıza böyle bir afet geldi şimdi siyaset yapmanın sırası değil” diye itirazlarını belirtseler de hepimiz biliyoruz ki deprem bölgesinde bile siyaset bir an bile olsun durmadı.
Deprem öncesinde tüm siyasi partilerin ilk gündemi seçimin hangi tarihte yapılacağı idi ama en az bunun kadar hatta bundan daha önemlisi millet ittifakının cumhurbaşkanı adayının kim olacağıydı.
Depremin üzerinden 17 gün geçti geçen bu 17 günlük zaman dilimi içerinde tüm siyasi partiler başta milletvekilleri olmak üzere partilerin genel merkez görevlilerini yardım için deprem bölgesine gönderdiler “gidin en azından vatandaşın yanında olun” talimatını verdiler.
Geçtiğimiz hafta içerisinde de aşağı yukarı tüm siyasi partilerin genel başkanları deprem bölgesine gittiler, kimi az kaldı kimi çok kaldı, kimi halen daha deprem bölgesinde gece aracının içerisinde uyuyor gündüz enkaz kaldırma çalışmalarına katkı sunuyor.
Dikkat edilirse son birkaç gündür gündem yeniden seçim olmaya başladı, partiler iki hafta sonra grup toplantılarını yaptılar, seçmenlerini yeniden seçime kanalize etmeye başladılar.
Bizde sorumlu bir gazeteci olarak deprem felaketinin gölgesinde yeniden filizlenen seçim söylemlerini dinliyoruz, Cumhur ittifakı “Yurdumuzun bir bölgesinde enkaz var dolayısı ile seçimin ertelenmesi gerekir” şeklinde fikir yürütürken Millet İttifakı ise “Türkiye bu şekilde yoluna asla devam edemez, Zaten bozuk olan dengeler deprem dolayısı ile iyiden iyiye bozuldu seçim zamanında yapılmalı, seçmen tercihini kullanmalı ki artık yorulan halk yeniden umutlanabilsin” görüşünü savunuyor.
Bize göre de seçim mayıs ayında yapılmalı, eğer mayıs ayı yetişmeyecekse mutlaka ama mutlaka en geç haziran ayında sandık milletin önüne getirilmeli seçim akşamı da halk kimi istiyorsa yoluna onunla devam etmeli.
Kısacası partiler seçmene sonuna kadar güvenmeli.