Türkiye bir taraftan artık kapıya dayanan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel seçimini konuşuyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 mayıs 2023 tarihini söylemesinin arkasından hemen herkes seçime kilitlenmiş durumda.
Ancak seçmenin nerede ise tamamı seçim ve seçim tarihinden çok Millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı ile ilgili soruya cevap bulmaya çalışıyor.
Millet İttifakına mensup siyasi partilerin genel başkanları henüz aday ismi konusunda ser verip sır vermiş değiller ancak son dakika başka bir isim çıkmadığı takdirde
-Kemal Kılıçtaroğlu
-Ekrem İmamoğlu
-Mansur yavaş
İsimlerinden birisinin Cumhurbaşkanı adayı olacağı konusunda beyin fırtınası yapıp duruyorlar.
Belirttiğimiz bu üç isim ile birlikte pek çok noktadan “Son adan İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener ismide cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanabilir” şeklinde görüşlerde ortaya atılıyorsa da Meral Akşener’in uzun bir süre önce “-Ben başbakan olacağım” ifadesi kendisinin adaylık ihtimalini fazla öne çıkaramıyor.
Böylesi bir durum yani aday isminin halen daha netleşmemesi bir taraftan kamuoyunda çok büyü bir merak uyandırırken diğer taraftan da söz konusu isimler ile ilgili yüzlerce görüş açıklanıyor.
Altılı masaya mensup siyasi partilere gönül vermiş yada bu partilere aidiyet duygusu ile bağlanmış üyeler ve parti politikalarına sıkı sıkıya bağlı seçmenlerin tamamı “-Liderlerin aday olarak kimi açıklayacağının hiçbir önemi yok masadan hangi isim çıkarsa biz o adayın arkasında sonuna kadar duracağız ve kazanması için gece gündüz demeden çalışacağız” fikride buluşuyorlar.
Birde yukarıda yazdığımız seçmen tipinin dışında bulunan ve adaya bakarak oy kullanacağını söyleyen bir kitle de sabahtan akşama kadar sürekli “Şu isim olursa şu kadar oy alır kazanır, bu isim olursa bu kadar oy alamaz kaybeder” diyerek görüş belirtiyorlar.
Bu kadar görüş ışığında bir taraftan da iktidara yakın medya kuruluşlarında sabahtan akşama kadar “Millet ittifakı dağıldı-Altılı masa bir araya gelemiyor” şeklindeki bitip tükenmek bilmeyen yönlendirme amaçlı haberler de ister istemez seçmenin kafasını karıştırıyor.
Aslında fazla bir kafa karışıklığına da gerek yok, Zira 2018 yılında yapılan seçimde netice zaten bilemediniz iki puan oy ile sona ermiş ve adaylardan Tayyip Erdoğan seçimi kazanmıştı.
Dolayısı ile o zamandan bu günlere kadar geçen süre içerisinde şartların zaten millet ittifakına mensup partiler lehine geliştiğini siyaset ile uğraşan az çok herkes tahmin ediyor biliyor.
Altılı masaya mensup siyasi parti genel başkanları ve genel merkez yöneticileri kendi partililerine, seçmenlerine, tabanlarına daha şimdiden “-Aday kim olursa olsun kazanacak durumdayız, dolayısı ile isimler üzerinde fazla takılmadan açıklanacak olan adaya inanıp kazanmak için gece gündüz çalışmalıyız” görüşünde ısrarcı olmaları gerekiyor.
Normal şartlarda altılı masaya mensup liderler her seferinde “-Millet ittifakının adayı seçimde Cumhurbaşkanı seçilecek” şeklinde propaganda yapıyorlar buna bir şey dediğimiz yok.
Burada önemli olan bu görüşün altının doldurulması ve daha geniş çerçevede kamuoyu ile paylaşılması.
Sonrası zaten seçmene kalmış..