8 Mart 1977'de Birleşmiş Milletler tarafından kadınlara ekonomik ve sosyal alanda eşit hakların tanınmasının onaylanmasından bu yana, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü tüm dünyada, kadınların eşitlik, refah ve daha huzurlu yaşam özlemlerini dile getirdikleri dayanışma günü olarak kutlanmaktadır.
Kutsal annelik görevinin yanı sıra üstlendikleri toplumsal, siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel roller ile günümüz çağdaş medeniyetinin oluşmasında katkı veren kadınlarımız, gelişen demokrasi ve yükselen insan hakları standartlarının oluşmasında da önemli görevler üstlenmişlerdir.
Milli mücadelemizde sergilenen kahramanlıkların içinde yer alan, istikbalimiz ve istiklalimiz uğruna canlarını ortaya koyan kadınlarımız, ülkemizin gelişmesinde ve ilerlemesinde büyük emekleri bulunan, toplumsal ve ekonomik yaşamdaki gelişmelerin en temel öğesi olarak ön plana çıkmıştır.
Dinimiz kadın haklarına çok önem vermiştir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) bir hadisinde “Cennet annelerin ayakları altındadır” buyurarak bundan tam 1500 yıl önce kadınlarımıza verilen değeri ortaya koymuştur.
Bugün kadınlarımızın yaşadığı en büyük sorun, hepimizi derinden üzen kadına yönelik şiddettir. Şiddetin hiçbir türü insanlık onuruyla bağdaşmazken kadına yönelik şiddet asla tasvip edilemez. Alınan adli tedbirler ve güvenlik önlemlerine rağmen devam eden kadına yönelik şiddetin son bulması için toplumun tüm kesimlerine önemli görevler düşmektedir.
Bu duygu ve düşüncelerimle; doğumdan ölüme kadar hayatımızın her alan ve anında varlıklarıyla onurlandığımız, ihtiyacımız olduğunda desteklerini esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, bizi biz yapma yolunda yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren fedakâr kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutlar, sağlık, başarı ve huzurlu günler dilerim.