MEB Teşkilat Kanunu’nun değiştirilerek; 2014 yılında bir gecede ehil, bilgili, tecrübeli yöneticilerin görevden alındığını, mülakat marifeti ile on binlerce kişinin iş başına getirildiğini hatırlatan Terzi, mülakatlarda yaşanan adaletsizlikleri anlattı.  Türk Eğitim-Sen Amasya Şube Başkanı Kamil Terzi, “2014 yılında çok büyük kul hakkı ve gasplarla karşılaştık. Örneğin İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde 5’er kişiden oluşan 9 komisyon kuruldu. 100 tam puan alan 86 kişinin 81’i sadece bir sendikanın üyesi idi. 90 ve üzeri puan verilen aday sayısı ise 224 kişiydi ve yine bir tesadüf eseri 117 kişi  aynı sendikanın üyesiydi. O yıllarda öyle şeyler yaşandı ki;  mülakat listeleri yani torpil listeleri güncellenmediği için vefat eden adaylara dahi puan verildi. O süreç Milli Eğitim Bakanlığı’nın utanç yıllarıydı” diye konuştu.

Türk Eğitim-Sen Amasya Şube Başkanı Kamil Terzi sözlerini şöyle sürdürdü: “Mensubiyetler üzerinden okullara yönetici atandığında sadece bazı arkadaşlarımızın hakkı yenmiş olmuyor, bunun akabinde ve daha da önemlisi eğitim de katlediliyor. Türk Eğitim-Sen olarak her zaman ‘Bir okul, müdürü kadar okuldur.’ deriz.  Bir okul müdürü; liyakati, donanımı, formasyonu, adabı ve üslubu ile o okulun standartları üzerinde değilse ya da liyakatli değilse, o okulda en kâmil öğretmenler de görev yapsa, eğitimden istenilen verim alınamaz.  Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı yönetici atama süreçlerinin ehliyet üzerinden yürütülmesi çok önemlidir.”

Yönetici atama sisteminin liyakat ve ehliyet sistemine dayalı olarak ve bir hakkaniyet zemininde yürütülmesi gerektiğini bildiren Terzi, “Mülakat süreci yönetici atama sisteminden kökten kaldırılmalıdır. Türk Eğitim-Sen olarak hem ilk atamalarda, hem görevde yükselmelerde, hem de yönetici atamalarında mülakat marifeti ile yaşanan adaletsizlikleri dile getiriyoruz.

Türk Eğitim-Sen olarak mülakattan, korktuğumuz ya da üyelerimize güvenmediğimiz için karşı çıkmıyoruz. Hatta diyoruz ki;  sendika temsilcileri mülakat komisyonlarında sadece gözlemci sıfatı ile yer alsın ya da mülakatta kamera kaydı alınsın. O zaman varız. Ama bu teklifimiz kabul görmüyor. Neden korkuluyor, ne gizlenmek isteniyor? ” dedi.

Akademik başarısı en yüksek olan öğrencilerimizin sınavla girdiği proje okullarına öğretmen ve yönetici seçiminde objektif hiç bir ölçüt aranmadığını belirten Terzi, “Proje okulları Uganda Eğitim Bakanlığı’na mı bağlı? Bu okullarımıza yönetici atanırken de MEB Yönetici Atama Yönetmeliği esas olmalı ve sınavla alınmalıdır. Proje okulları, adeta yandaş yönetici atama projesine dönüşmüştür. Ülkemizin geleceğini inşa edecek çocuklarımızın okuduğu göz bebeğimiz bu okullarımızı heba edemeyiz. MEB’e çağrıda bulunuyor ve sınav esaslı bir sistemle proje okullarına yönetici ve öğretmen atama düzenini getirmesini bekliyoruz.”