Amasya Şube Başkanı Ölgün, konuya ilişkin yaptığı basın açıklamasının devamında; “Kahramanmaraş’ta 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen deprem ve sonrasında devam eden şiddetli artçılar 10 ilde büyük bir yıkıma yol açmıştır. Depremin olduğu kentlerde resmi açıklamalara göre 40 binden fazla insan yaşamını yitirmiş, yüz bini aşkın insanımız yaralanmıştır. Bu büyük felaket, yüzlerce milyar liralık ekonomik kayıba, yüz binlerce insanın evsiz kalması ve başka illere göç etmesine yol açmıştır.
Eğitim-öğretimin deprem illerinde nasıl örgütleneceği, sağlıklı ve güvenli ortamlarda yürütülüp yürütülemeyeceği çözüm bekleyen önemli bir sorun alanıdır. Eğitim emekçilerinin yaşanan bu büyük felaket sonrasında hangi sorunlarla karşı karşıya olduğu ve buna dair geliştirilebilecek çözüm önerilerinin neler olacağı eğitim kamuoyunun sıcak gündemini oluşturmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığının dört sendika başkanına yapmış olduğu davet ile 12 Şubat 2023’te ve son olarak 24 Şubat 2023’te Bakan Mahmut Özer ile iki görüşme gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmelerde deprem yaşanan iller ve diğer illerde eğitim öğretime sağlıklı ve güvenli ortamlarda geçişin sağlanabilmesi ile eğitim emekçilerinin sorunlarının çözülmesine dair görüş ve önerilerimiz iletilmiştir.
Bu görüşmelerde kentlerdeki okul binalarının hasar belirleme çalışmalarının bir an evvel tamamlanması gerektiği, öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin orta hasarlı ve az hasarlı binalara giremeyecekleri için hasar almamış okulların ve konteyner okulların hazırlanması gerektiği ifade edilmiştir.
Eğitim kamuoyunun gündeminde olan ve MEB’in aldığı kararları görüşme anının fotoğrafıyla paylaştığı 24 Şubat tarihli görüşmede ise öğretmenlerin tayin hakkı konusunda Bakanlığın iki somut olgu üzerinden aldığı kararlar dile getirilmiş ve tarafımızca bu kararların yetersiz olduğu tayin hakkı kapsamının genişletilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Bu kapsamda;
Eşini, çocuklarını, anne, baba ve kardeşini depremde kaybetmiş yani can kaybı yaşayan eğitim emekçilerinin istemesi halinde tayin hakkının tanınması,
Eğitim emekçilerinin ve bakmakla yükümlü oldukları yakınlarının, deprem öncesi ve sonrası sağlık sorunlarından kaynaklı il dışında tedaviye ihtiyaç duyacaklarından hareketle tayin hakkının tanınması,
Eğitim emekçilerinin birincil derecedeki yakınlarının dışında öğrencilerini, meslektaşlarını, komşularını, uzak akrabalarını yitirdiklerini, yaşadığı mahallenin, evinin bulunduğu sokağın tanınamaz hale geldiğini, evini, eşyalarını yitirdiğini, depremin bu etkileri nedeniyle eğitim emekçilerinin psikolojik ve sosyal olarak bir travma yaşadıklarını belirterek ağır deprem koşulları altında psikolojik ve sosyal olarak travma yaşayan eğitim emekçilerine mazeret kriteri çerçevesinde tayin hakkının tanınması
Evi yıkılan, ağır hasarlı veya oturulamaz kararı alınan eğitim emekçilerine tayin hakkının tanınması
önerileri tarafımızca iletilmiştir. Tayin hakkından yararlanan eğitim emekçilerinden dolayı boşluk doğacağı ve eğitim öğretimin aksamadan sağlıklı yürütülebilmesi için bu önerilere ek olarak yeni öğretmen atamalarının bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiği böylelikle deprem travmasını, psikolojik etkilerini yaşamamış eğitim emekçilerinin görevlendirilebileceği belirtilmiştir. Ayrıca deprem illeri dışındaki kentlerden ‘gönüllü’ eğitim emekçilerinin, görev süresi ve geri dönüş tarihi belli olacak şekilde, deprem yaşanan illere geçici görevlendirmelerin yapılabileceği tarafımızca ifade edilmiştir.
Eğitim Sen olarak tayin hakkı kapsamının genişletilmesi, depremin yaşandığı kentlerde konteyner ve çadır kentlerin bir an önce tamamlanması, yurttaşların ve dolayısıyla öğrencilerin, eğitim emekçilerinin ve tüm kamu emekçilerinin sağlıklı içme suyu, beslenme ve barınma gereksinmelerini karşılayacak biçimde okulların açılışına kadar hazır hale getirilmesini talep etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.